Mikroenjeksiyon hakkında bilinmesi gerekenler

6 Ekim 2009 Salı

Mikroenjeksiyon, şiddetli erkek kısırlığı tedavisi için geliştirilmiş bir yardımcı üreme tekniği yöntemidir. Spermin normal dölleme özelliğine sahip olmaması durumunda döllenmenin müdahaleli olarak sağlanması amacıyla uygulanır. Şiddetli erkek kısırlığına yol açan durumlarda tüp bebek yöntemi de dahil olmak üzere bilinen diğer tedavi yöntemleri ile döllenme olmamakta veya çok düşük oranda gerçekleşmektedir.

Mikroenjeksiyon yöntemi son yıllarda kısırlık tedavisinde devrim yaratmış olup, daha önceden tedavi şansı verilmeyen birçok çift, bu yöntemle çocuk sahibi olmuştur.

Embriyoların döllendiği gün (pronükleus dönem) dondurularak saklanması ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Böylece bir kez uygulama ile birden fazla transfer şansı oluşmaktadır, Çiftler için hem gebelik başarısını artırıcı ve hem de daha ekonomik olan embriyo dondurma işlemi uygun olan vakalarda rutin bir şekilde kullanılmaktadır.

Mikroenjeksiyon uygulaması, mikro pipetler yardımı ile mikroskop altında spermin kadından elde edilen yumurtanın içine enjekte edilmesidir. Böylece bir anlamda zorla döllenme sağlanmaktadır. Aksi takdirde çoğunlukla sayı, hareketlilik ve şekil bozukluğu olan spermlerin kendiliğinden yumurtaları döllemesi mümkün olmamaktadır, işlemler mikroskobun ısıtılmış tablasında, 200–400 büyütme altında ve mikromaniplatörler aracılığı ile yapılmaktadır. Mikroenjeksiyon, şiddetli erkek kısırlığı dışında tüp bebek tedavisi ile döllenme sağlanamayan çiftlerde veya merkezimizde kadından elde edilen yumurta sayısının 5 ve altında olduğu durumlarda uygulanmaktadır. Menideki çok az sayıda spermle işlem yapılabildiği gibi, menide spermin bulunmadığı durumlarda epididimal kanal veya testislerden elde edilen spermler kullanılarak da mikroenjeksiyon yapılabilir. Bazı erkeklerde testislerde sperm bulunması mümkün olmayabilir. Bu durumda eğer varsa spermatid adı verilen ve spermin ilkel hali olan hücreler kullanılmaktadır. Spermatid kullanımı ile elde edilen sonuçlar henüz yüz güldürücü değildir. Düşük oranda döllenme ve gebelik elde edilebilmektedir.

Tıpkı normal gebeliklerde olduğu gibi yardımcı üreme teknikleri ile elde edilen gebeliklerde de düşük riski mevcuttur. Özellikle 42 yaş ve üzerindeki kadınlarda gebelik oranları dramatik olarak azalmaktadır. Yumurtalık fonksiyonları normal veya sınırda bozuk bulunan 42 yaş üstü kadınlarda bu işlem düşük başarı oranları belirtilerek uygulanmaktadır.

Mikroenjeksiyon işlemi özel donanıma sahip mikroskop altında, uçlarına açı verilmiş steril tek kullanımlık cam mikropipetler ile gerçekleştirilir.

Yumurta toplama işlemi sonucunda elde edilen yumurtalar önce çevresindeki kümülüs hücrelerinden temizlenerek, olgun olanlar ve kullanılabilecek durumdakiler belirlenir. Mikroenjeksiyon işlemi yapılacak olan steril toksik olmayan plastik kapta, önce erkeğe ait spermlerin konulacağı özel kültür sıvısı içeren bir havuz oluşturulur. Daha sonra olgun yumurtaların konulacağı özel besi sıvısı içeren mikro damlacıklar hazırlanır.

Sperm ve yumurta kendilerine ait yerlere konulduktan sonra mikroskop altında şekil olarak normal görünümlü ve varsa hareketli sperm seçilerek mikroenjeksiyon pipeti ile kuyruğun orta bölümüne bastırılarak hareketsizleştirilir. Tekrar kuyruk kısmından yakalanan sperm pipet içine alınarak yumurta içeren besi ortamına gidilir. Burada yumurta özel tutma pipeti ile tutularak sperm yumurta içine enjekte edilir. Bu işle tüm yumurtalarda aynı sıra ile uygulanır, işlem bittikten sonra yumurtalar tek tek özel besi ortamlarına alınarak işlemden 16–18 saat sonra döllenme kontrolü yapılır. Döllenmiş ve döllenmemiş yumurtaların sayısı belirlenir. Döllenenler ile döllenmeyenler ayrı ayrı belirlenerek besi ortamlarına konulur ve 2, 3, 4, 5 gün transfer edilene kadar büyümeleri izlenir.

Normal özelliklere sahip bir meni örneğinde sperm sayısının, mililitrede en az 20 milyon, hareketli spermlerin %50 ve ileri hızlı hareketliliğin (+4 veya A grubu hareket) % 25 ve normal sperm morfolojisinin (şekilsel özelliği) % 8′ün üzerinde olması gereklidir. Bu değerlerin altında erkek kısırlığından söz edilir. Şiddetli erkek kısırlığında bu parametreler çok düşüktür ve spermler yumurtayı dölleme yeteneğinden yoksundur. Şiddetli erkek kısırlığı için standart bir tanım olmamakla birlikte; ileri hızlı hareketli ve normal morfolojideki sperm sayısının bir milyon altında olması şeklinde tanımlanabilir. Sperm ve yumurtanın tamamen normal olduğu durumlarda bile tüp bebek yöntemi ile döllenme olmayabilir.

Mikroenjeksiyon yönteminin uygulandığı durumlar

  • IVF -ET yöntemi ile döllenmenin gerçekleşmediği durumlar
  • Sperm sayısı ve hareketinin az olduğu durumlar
  • Sperme ait yapı bozukluklarının olduğu durumlarda uygulanır.

Mikroenjeksiyon ve Tese yöntemi nedir ?

Yumurtalıklardan alınan yumurtanın içerisine tek bir spermin laboratuarda enjekte edilerek döllenmenin sağlanması işlemidir. Eğer erkek sperm üretemiyor ise testislerden sperm alınması (biyopsi ile) işlemine TESE denir.

Mikroenjeksiyon yöntemi kaç defa denenmelidir?

10–12 defa deneme yapılabilir. Eşlerin fizyolojik ve psikolojik açıdan hazırlanmalarını sağlamak iç in 2–4 ay ara verilerek uygulanmaktadır.

Mikroenjeksiyon yönteminde başarı şansı nedir?

Her bir denemede başarı şansı %20-25′dir. Yani bu yöntemi deneyen 100 çiftten sadece 20–25 tanesi gebe kalabilir. Başarıda en önemli etken, yöntemlerin bu konuda yeterli bilgi, tecrübe ve isteğe sahip personel ile yeterli donanıma sahip ve her türlü yeniliği uygulayabilecek bir merkezde yapılmış olmasıdır.

Yöntemin bebek üzerinde zararlı bir etkisi var mıdır?

Bu yöntem ile gebe kalanlar ile normal yolla gebe kalan kadınların çocuklarında anomali (aykırılık) olasılığı açısından bir fark olmadığı belirlenmiştir.

Mikroenjeksiyon teknikleri nelerdir?

ICSI (intra sitoplazmik sperm enjeksiyonu) gibi mikroenjeksiyon teknikleri tek bir spermin laboratuar koşullarında bir yumurtanın içine enjekte edilmesi temeline dayanır. Çok az sayıda ve/veya döllenme yeteneği zayıf sperm olduğunda kullanılır. Bu teknikler spermin yumurtanın içine girmesini kolaylaştırma amacını taşır ve döllenme mikroskop altında yapılır.

Yardımcı döllenme teknikleri sperm hücrelerinin yumurtayı dölleyemediği veya laboratuvarda sıradan in vitro inseminasyon için yeterli spermin olmadığı çiftler için geliştirilmiş bir yöntemdir.

İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu, diğer bir deyişle ICSI, embryologlarca şekli ve hareketine (morfoloji) bakılarak seçilen tek bir spermatozoanın yumurtanın merkezine enjekte edilmesidir. Bu, erkek faktör infertilite tedavisi ve daha önceki IVF teşebbüslerinde döllenememe başarısızlığıyla karşılaşan çiftler için en başarılı yardımcı döllenme tekniği ve tedavisidir.

IVF -ICSI programı 4 basamaktan oluşur:

  1. Yumurtalıklarda Yumurta Gelişimi
  2. Yumurtaların Toplanması
  3. Yumurtaların Döllenmesi Ve Embriyo Gelişimi
  4. Embriyonun Rahim İçine Yerleştirilmesi

Comments

No response to “Mikroenjeksiyon hakkında bilinmesi gerekenler”
Post a Comment | Kayıt Yorumları (Atom)

Yorum Gönder

 
cinsel bilgiler sağlık bilgileri seks dersleri. Citrus Pink Blogger Theme Design By LawnyDesignz Powered by Blogger