Penis erkeklerin çiftleşme organıdır. Torbaların üstünde olan bu organ çiftleşme sırasında spermayı kadın üretim organına götürür ve bırakır. Şekil ve doğrultusu fizyolojik durumuna göre değişir. Yumuşak ve gevşek halde penis, önden arkaya basık bir silindir şeklinde olup torbaların önünde sarkıktır. Katılaşınca büyür, sertleşir, aşağıdan yukarıya ve arkadan öne doğru, ucu karnın önüne gelecek şekilde bir durum alır.
Penis kök, gövde ve uç olmak üzere 3 kısımdan yapılmıştır. Kök kısmı vücudun içindedir ve görünmez ama, deri altında kolaylıkla ele gelebilir. Orta ya da gövde kısmı 9-10 santim uzunluğunda olup yumuşak bir şekilde sarkar. Uçta rengi penisin yumuşak ya da sert oluşuna 1 göre açık ya da koyu kırmızı olan ve glans adını alan bir şişkinlik vardır. Glansm ucunda uretranm ön deliği yer alır.
Normal halde erkeklik organı kısa ve yumuşaktır demiştik. Bu yüzden kadının vagina boşluğuna giremez. Vagina boşluğuna girebilmek için 3 şartı yerine getirmesi gerekir.
Birincisi kalınlaşıp uzayacak, ikincisi sertleşecek, üçüncüsüyse sarkmayıp dik duracaktır.
Bütün bu boy, gerilim ve doğrultu değişmelerini sağlayabilmek için, penisin son derece ilginç bir mekanizma sı vardır. Buna katilaşıcı ya da dikleşid sistem adı verilir. Penisi bütün uzunluğunca aşan uretrayla penisin deri kılıfı arasında kavernöz cisimler adı verilen 3 katıiaşan cisim bulunur. Bunlar çeperleri kan damarları bakımından zengin 3 cep gibidir. Durgunluk halinde damarlar kasılıdır ve içlerinde çok az kan bulunur. Cepler boştur. Cinsel coşkunluğun etkisiyle damarlar genişlemekte, supaplar açılmakta ve cepler kanla dolmaktadır. Kan hücum eden erkeklik organı ısınır, kan akımı yumuşak ve durgun organı sert ve sıkı bir duruma getirir. îşte bu şişme, katılaşma ya da ereksiyon adıyla anılmaktadır.
Katılaşma olayında sinir sisteminin büyük rolü vardır. Erkeğin cinsel uyarılması sırasında sinirsel bir mekanizma aracılığıyla kanın boşluklardan geriye çekilmesi durdurulur. Böylece sinir sisteminin yardımıyla ortaya çıkan katılaşma cinsel temas süresince değişmeden kalır. Cinsel uyanlma azalırken kan da boşluklardan çekilir ve penis gene eski yumuşak haline dönmüş olur.
Penisin baş kısmı, yani glans da, kavernöz cisimlerle bağlantıda olan birçok boşluklardan yapılı sertleşen bir kısımdır. Cinsel duyarlığı çok arttıran yoğun bir sinir ağıyla çevrilmiştir. Penis yumuşakken testislere bakan glansın alt yüzü vücudun dış derisiyle penis arasındaki bağlantıyı yapar. Bu yüzde, özellikle dokunma duyumlarını alan bir bölge vardır.
Glans penisin orta, yani gövde kısmından bir olukla ayrılmıştır. Penis derisi bu oluğun çevresinden başlayarak glansın üzerini örter, onu bir kılıf gibi sarar. Bu deri kılıfına sünnet derisi adı verilir. Buluğ çağından önce sünnet derisi baş kısmını tamamen örter.
Erişkinde penis katılaşma durumundayken, genellik
Sünnet derisi dışta normal deriyle aynı niteliktedir. îçte, yani erkeklik organına bakan yüzde rengi pembedir ve bir sürü yağ bezleriyle doludur. Bu yağ bezleri smegma adı verilen beyaz renkte, tulum peyniri görünüş ve kıvamında bir madde salgılar. Salgının özel bir kokusu vardır ve çabuk acılaşır. Acılaştığmda kötü kokar ve aynı zamanda deriyi aşındırır. Tahriş sonucu, sünnet derisinde yaralar açılabilir. Halk dilinde sünnet derisinin tahrişi, sünnet derici belsoğukluğu adıyla anılır. Çünkü gençler hekime gerçek bir belsoğukluğunu kapmış olmanın korkusu içinde başvurmaktadır. Bu basit bir tahriş olup, hastalığın b°ir iki gün içinde tedavi edilebileceğini hekimden öğrenen gencin yüzündeki sevinç ifadesi kolay kolay anlatılamaz. Böyle kötü durumları önlemek için sünnet derisi kıvrımını zaman zaman temizlemek gerekir
Comments
No response to “Penis – Kamış”
Post a Comment | Kayıt Yorumları (Atom)
Yorum Gönder