Cinsel Uyarı Bölgeleri

8 Ekim 2009 Perşembe

İnsan gövdesindeki cinsel uyarı bölgeleri ya da cinsel uyarıya yatkın bölümler yalnızca üreme organları değildirler. Kadınlarda, tüm gövdeyi kaplayan deri, cinsel bakımdan az ya da çok uyarılabilecek niteliktedir, insan gövdesinde bulunan en belli başlı cinsel uyan bölgeleri aşağıda sıralanmıştır.

Penis

Penisin çeşitli bölümleri arasında en duyarlı olanı, glans adı verilen penis ucudur. Bunun da özellikle alt bölümü, yarığın tam gerisinde bulunan kısım, en duyarlı yanıdır. Penisin sapı ve özellikle köküne yakın bölümü en az duyarlı bölgedir. Bununla birlikte, ritmik olarak uygulanan bir uyarıya karşılık verir.

Klitoris

Kadında klitoris penisin karşılığıdır. Dış deri normal olarak klitorisi kaplamakta olup, klitoris başının (erkekteki penis ucunun karşılığı) ilk anda göze çarpmasını önler. Uyarıya çok yatkın olup, dokunmaya, ritmik baskıya ve her şeyden çok devamlı fakat aralıklı bir uyarıya karşılık verir. Klitorisin aralıksız olarak uyarılması genel olarak iyi birşey değildir. Kadında, gıdıklanmayı andıran, karşı koyulması, dayanılması son derece güç bir duygu uyandırabilir. Klitorise karşı özel bir ilgi gösteren bir erkek, bu noktanın çevresini uyararak da aynı sonuca erişebileceğini, kadının coşkusu için klitorisin kendisine dokunmanın kesinlikle gerekli olmadığını öğrenmelidir.

Küçük Dudaklar (Labia Minora)

Küçük dudakların iç bölümleri dokunmaya karşı son derece duyarlıdır. Bir iç dudaktan başlayarak klitorisin üstünden de geçerek öbür iç dudakta son bulan bir tür döner uyarı uygulandığı zaman kadının cinsel coşkusu belirli bir şekilde artar.

Döl Yolu Ağzı

İdrar deliği ile döl yolu ağzını içine alan bölge de son derece duyarlıdır.

Döl Yolu

Döl yolunun ağzındaki sfenkter çemberi her hangi bir baskı altında kaldığı zaman daralır. Döl yolunun ön bölümüne, aşağı doğru parmaklar ile uygulanan ritmik baskı, çok keskin bir cinsel coşkuya yol açar. Döl yolu duvarları dokunmaya karsı fazla duyarlı olmadıkları için, penisin döl yoluna girmesinden duyulan cinsel coşku, daha. çok ruhsal bir coşkudur. Döl yolu içini doğrudan doğruya uyarmaya kalkmak bu bakımdan tüm anlamsız olmasa bile, tırnakların bu bölgeyi zedeleme ihtimalleri vardır. Parmakların döl yolu ağzından daha ileri gitmemeleri öğütlenir. Klitorisin dibi uyarıldığı zaman döl yolu ağzında da cinsel coşku duyulur.

Serviks

Aslında bu bölge dokunmaya karşı duyarlı değildir. Kadın serviksin uyarıldığını sanabilir; ama bu, penisin çok derinlere girmesinden dolayı meydana gelen basıncın peritoneum'u (döl yatağı yüzeyini kaplayan doku] etkilemesi ve derinlere giren penisin genellikle bir seri tepki yaratması yüzündedir. Bu bölgeyi erkeğin parmakları ile uyarmaya çalışması doğru değildir, çünkü eşini yaralayabilir.

Büyük Dudaklar (Lâbia Majora).

Erkeğin teslis torbalarını andırır Kadının cinsel duygularının uyanmasında önemli bir rol oynamaz ama penis üzerinde uyarıcı bir etkisi olabilir.

Testis Torbaları (Scrotum)

Cinsel uyarı ile doğrudan doğruya pek ilişkisi yoktur. Bazı erkekler, testis torbalarının avuç içinde tutulup parmaklar ile uyarılmasından coşku duyarlar. Çoğu erkekler ise testis torbaları biraz fazla sıkıldığı zaman acı duyarlar. Bununla birlikte testis torbalarının bir avantajlı yanı vardır: cinsel birleşme sırasında kadının gövdesine hafifçe değerler ve bu çoğu kez kadına zevk verir.

Apış Arası

Döl yolu ağzı (ya da penis kökü) ile anus (makat) arasında kalan bölge dokunmaya karşı duyarlıdır. Bu bölgenin orta bölümü özellikle basınca karsı duyarlıdır.

Anus (Makat)

Bu bölgedeki cinsel duyular kişiye ve ruhsal etkilerin derecesine göre değişir. Makat ile cinsel organ aynı kaslar ile birbirlerine bağlı olduklarından, gerek erkekte gerekse kadında, cinsel organlar uyarıldığı zaman makat küçülür ve makat uyarıldığı zaman da, cinsel organlar kasılır.

Memeler

Kadınlarda memeler dokunmaya karşı duyarlıdırlar Ritmik bir basınç ve uyarı hareketi cinsel duyguların çoğalmasını sağlayabilir. Özellikle meme uçları, klitoris kadar duyarlıdır. Kadının memeler yolu ile duyduğu uyarı aynı anda döl yatağına ve diğer cinsel organlara aktarılır. Bazı kadınlar, meme uçlarının öpülmesini ya da emilmesini cinsel organların uyarılmasına tercih ederler. Bu arada, analık duygularının kadının ruhsal yapısında tuttukları yeri de göz önünde bulundurmak gerekir. Bir takım kadınlar, sırf analık duygularının ağır basması yüzünden memelerinin uyarılmasından cinsel coşku duymazlar. Cinsel bakımdan, erkek memesi kadın memesine oranla çok daha az duyarlıdır.

Ağız

Dudaklar, dil ve ağızın diğer bölümlerinde, en az cinsel organlarda olduğu kadar cinsel duyu bulunmaktadır. Memeler ya da cinsel organlar uzun uzun öpüldüğünde cinsel coşku geniş ölçüde artar.

Kaba Etler

Kaba ellerdeki kaslar kasıldığı zaman cinselcoşku artar. Bu nedenle, cinsel birleşme sırasında gerek kadın gerekse erkekler, bilinçli ya da bilinçsiz olarak kaba etlerinde bulunan kasları kasarlar. Bu kasılmanın sonucu olarak makat da küçülür ve böylece cinsel organlar uyarılmış olur, döl yolu kasları gerilir, döl yolu ağzı daralır; erkekte ise penis sertleşir.

Bacaklar

Bacakların iç bölümleri cinsel uyarıya karsı keskin bir tepki gösterirler.

Diğer Bölgeler

Bazı kimselerin gövdelerinde, yukarda sayılanların yanı sıra gelişmiş bir takım cinsel uyarı bölgeleri vardır. Bunlar genellikle, gözler, kulaklar, ense, boyun, koltuk altlan, göbek, karın, bel, sırt, kasıklar, göğsün iki yanı ve bunların çevresindeki bölgelerdir. Saçların ve bazı bölgelerdeki kılların hafif hafif okşanması da bazı durumlarda cinsel duyguları uyandırabilir.

Kadında Utangaçlık

Utanç duygusu olmayan kadınlar, bir erkek için çekici değildir. Fakat aşırı utangaçlık çoğu kez zorluk doğurur.

Çoğu zaman erkek, eşinin bir fahişe gibi davranmasını arzular. Cinsel yaşamda kadının utanç duygusu hiç bir zaman tamamıyla yok olmamalıdır.

Hiç bir şey erkekte, utanç duygularını tamamıyla yitirmiş eş kadar hayal kırıklığı yaratmaz.

Utanç, bir kadın içgüdüsü değildir. Bu, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, eğitim yoluyla elde edilen bir özelliktir. Çoğu kez bu bir reflekstir, bazen de isteyerek yaratılır. İrade dışı utanç duygusu, kadının çekiciliğini artırır. Buna karşılık belirli şekilde açığa vurulan çekingenlik yalnızca kadının çekiciliğini azaltmakla kalmaz, erkeğin keyfini de kaçırır ve onu eşinden soğutur.

Bazı «kadınlar, nasıl davranacaklarını bilemez; bunlar ne utanç duygusunu tamamıyla unutmalı, ne de bunu fazla abartmalıdır. Aksi durumda cinsel bakımdan soğuklaşırlar.

'Fakat kadın cinsel yaşamda utanç duygusunu nasıl kontrol altında tutmalıdır? Erkek evliliğinin ilk günlerinde ihtiraslarıyla kadının utanç duygusunu gidermeye çalışırsa, kadın nasıl davranmalıdır? Aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir.

1. Hiç bir kadın cinsel birleşime katılmamazlık etmemelidir. Utancını yatıştırıp, sadece cinsel yaşamı güzelleştirmek için gerekli olan kadarını saklamalıdır. Erkek, vücudunu çıplak olarak gördüğü zaman kadın büyük utanç duyabilir. Fakat utanmakta direttiği takdirde, kadın hiç bir zaman zevk duyamayacaktır.

Okşamalarla ne kadar uyarılırsa uyarılsın, uyarıldığını duyumsadığı anda, tutuklaşacaktır. Kompleksler ne kadar artarsa, erkeğin okşamaları karşısında duyduğu zevk de o kadar azalacaktır. Sonuç olarak, cinsel yaşamdan aldığı zevk, duyduğu utanç duygusu oranında hafifleyecektir.

2. Kadın, çekingenliği doğal yoldan nasıl açığa vurmalıdır? Bu, cinsel ilişkiden önce ve sonraki aşk oyunları için önemlidir. Kısa süre, konuşmadan, sessiz durmak; reddediş ifadesi olmayan, tatlı çekingenlik sözleri; hafif utanç; sırt dönmek; yüzün yana çevrilmesi; çekingen, fakat olumlu okşama, bütün bunlar cinsel birleşim sırasında utanç belirtileridir ve eş ile birlikte orgazma ulaşmaya yardımcı olurlar.

3. Ara sıra kadın, bütün utanç duygularını bir yana atmalı ve yönetici rolü üzerine almalıdır; erkeği uyarmalı onu baştan itibaren yönetmelidir. Bu, uzun evlilik yıllarından sonra bir değişiklik yaratmak için önerilir.

4. Çekingen ve ihtiraslı okşamalar, utanarak vazgeçme arzusunu ifade eden sözler ve tutuk tutuk aktif olma çabası, birleşim öncesi aşk oyunları konusunda önerilir. Özellikle kadın eşinin cinsel arzularını kamçılamayı istiyorsa, böyle davranmalıdır.

Bu incelemelerden kadının büyük ruhsal yükün altına girmesi gerektiğini çıkarmak olanaklıdır. Fakat kadınların büyük bir kısmında belirli bir utanç duygusu vardır; ama bunu uzun evlilik yılları içinde kolaylıkla yitirebilirler. Aslında kadın için, her cinsel birleşimden önce ve sonra, kızlık günlerini anımsamak zor bir şey değildir. Eğer kadın böyle davranırsa, sevdiği erkeğin gözünde çekiciliğini yitirmez, erkek de ondan hiç bir zaman bıkmaz.

Eşini sadece ilk günlerde utangaç bulan erkek, kısa zaman sonra onun şehvetli bir kadın olduğunu ayırdeder. Bir yıl geçince bir koca eşiyle başa çıkamadığını açığa vurur. Az sonra da eşinin kendisini çok fazla yorduğundan yakınır. Bu, evlilik sırasında duygularının artışını utanç duygusu ile dengeli duruma getirmeyen kadının tipik değişimidir.

Fakat bir nokta hiç bir zaman unutulmamalıdır: Utanç duygusu ile nazlanmak veya aşırı kibar görünmek arasındaki ayrımdır bu nokta. Utanç ve nazlanmanın aynı psikolojik temelleri olabilir, fakat nazlanmak cinsel yaşamda mutluluğu hiç getirmez. Sadece erkeğin eşini reddetmesi için ona cesaret verir, hiç bir şekilde onun arzularını kamçılamaz. Hele uzun bir evlilikte erkek, eşinden bu nedenle tamamıyla soğur. Bilinçli olarak nazlanmak, sürekli cinsel soğukluğa bile götürebilir.

Cinsel İsteksizlik

İsteksizliğin cinselliği tamamen etkilemesi nadirdir. Daha sık olarak cinsel istekte azalma olur. İsteksizlik belli bir eşe veya sevişme şekline olur. Sevişmeden kaçınma, özellikle diğer eşin arzu ve talepleri olduğunda çoğalır. Kadınlarda daha çok pasif direnme ve iğrenme görülürken, erkeklerde başarısızlık korkusu nedeniyle cinselliğe uzak durma daha çoktur.

Klinik başvurularda cinsel isteksizlik, kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Genellikle çiftler arasındaki sorunları yansıtır. Bazı kadınların kendiliğinden cinselliğe ilgileri yoktur fakat eşlerinin yaklaşımına fizyolojik bile olsa yanıt verir, uyarılır ve orgazm olurlar. Kadınlarda aşk cinsel isteği artıran bir etkendir.

Erkekte sertleşme güçlüğü, penisteki ereksiyon süre ve gücünün, cinsel ilişki için yeterli olmaması halidir. Çoğu erkekte işlev bozukluğu daha çok cinsel birleşme sırasında ortaya çıkar, mastürbasyon veya ön sevişme sırasında sertleşme zorluğu daha azdır.
Sertleşme tepkisi psikolojik etkenlere çok duyarlıdır. Özellikle, endişe, fiziksel hastalıklar, ilaçların yan etkisi ve alkol önemli etkenlerdir. Bazı erkekler sönük bir penisle de boşalırlar. Bunlar zayıf hissedilen orgazmlardır ve doyurucu değildir.

Erken Boşalma

Şaşılacak kadar çok sayıda erkek, erken boşalmanın kurbanı olduklarını sanır. Bunların pek çoğu bilgisizlikleri yüzünden bu derde yakalanmıştır. Bunların büyük bir oranı kadının orgazmından önce oluşan boşalmaları erken boşalma şeklinde görür. Oysaki erken boşalma diye, sadece penisin vaginaya girmesinden birkaç saniye sonra veya bazı aşırı durumlarda daha birleşme olmadan, penis henüz sertleşir sertleşmez oluşan boşalmaya denir.

Erkek cinsel hareketlerin başlangıcından itibaren en az bir dakika boşalmasını geciktirebildiğinde, erken boşalma konusunda bir derdi yok demektir. Cinsel birleşim sırasında geciktirilebilen, fakat kadının orgazmından önce oluşan boşalma, ortak çabanın azlığına, özellikle erkeğin yetersiz şekilde çaba gösterişine bağlıdır. Fakat egoizminden dolayı ve eşi ile ilgilenmediği için kınanmalıdır.

Ancak erkek deneyimsizse, cinsel teknik alanında bilgisizse ve bu yüzden birlikte orgazmı gerçekleştiremiyorsa hoşgörülebilir. Deneyimsiz bir erkek, evlendikten birkaç ay sonra orgazma eşi ile birlikte ulaşamamaktan dolayı endişeye kapılır ve bunu bir erken boşalma olarak görür. Bu karamsar tutum çok tehlikelidir, erkeği gerçekten erken boşalmaya, hatta iktidarsızlığa götürebilir.

"Normal" boşalmaya ulaşmak için bir cinsel birleşim ne kadar sürmelidir? Bu zor bir sorudur. Cinsel uyarılma, harekelerin derinliğine, hızına, kuvvetliliğine bağlı olduğu gibi, bunların sürekli oluşuna veya arada dinlenmek için zaman bırakılmasına da bağlıdır.

Daha ötesi, erkeğin beyninin cinsel alanda uyarılması en önemli etkendir. Sürekli uyarılmada bile erkek, boşalmayı en son ana kadar geciktirebilmelidir, bu da ortalama üç dakikadır. Ustaca ara verişlerle ve duyguların başka yönlere çevrilmesiyle, boşalma geciktirilebilir ve 10 dakikalık, 30 dakikalık veya daha da uzun sürelik cinsel birleşimler sağlanabilir.

Boşalma açısından daha başka yanlış anlamalar da vardır. Heyecanlanma sonucu, Cowper salgı bezlerinden salgılanan ve sidik borusu ağzından çıkan kaygan sıvı da boşalma diye görülür. Bu, cinsel konulardaki bilgisizliğin en acı örneklerinden biridir. Erkekten daha çok, kadında görülür. Kadın eşinin erken boşaldığını sanır ve bundan üzüntü duyar.

Gerçek erken boşalmaların nedenleri nedir? Bu konuda iki ana neden vardır: Bunlardan birincisi penisin uç kısmının üzerini kaplayan, sünnet olan erkeklerde kesilip çıkarılan deridir. Öteki ise erkeğin ruhsal yapısıdır.

Penisin uç kısmı çok duyarlı sinirlerle donanmıştır ve üzeri sümüksü tabakaya benzer bir deriyle kaplıdır. Bu bölge uyarılara karşı çok duyarlıdır. Erkek çocuklarda penisin uç kısmı, üzerini örten bir deri parçasının altındadır. Fakat penis büyüdükçe, çoğu kez derinin altından çıkar. Sünnet edilme sonucu bu deri parçası ortadan kalkınca, penisin baş kısmı elbiselerle doğrudan doğruya temas eder ve daha az duyarlı duruma gelir. Cinsel heyecanın uyanması daha gecikir.

Bu nedenle sünnetsiz penisin uç kısmı ancak sertleşme sırasında deri parçasından dışarı çıktığı için, sünnetli bir penise göre çok daha duyarlıdır. Bu duyarlı penis çok çabuk uyarılabilir ve boşalma, birleşmeye geçildiği anda bile olabilir.

Bundan dolayı sünnetsiz erkekler evlenecek çağa geldiklerinde sık sık bu deri parçasını geriye çekmeli ve penisin uç kısmının aşırı duyarlılığının azalmasını sağlamalıdır. Sünnet olan bir erkek smegnria adı verilen kaygan maddenin birikmesiyle oluşan iltihaplanmadan korunmuş olur. Penisin ucundaki deri parçası, özellikle uzun olursa, baş kısmı sertleşme sırasında bile serbest kalamaz, bunun sonucunda da penis uyarılmalara karşı hemen hemen bütün duyarlılığını yitirir. Bu tip erkeklerin hangi dinden olursa olsun, sünnet olması gerekir.

Erken boşalmanın ruhsal yönünü pek küçümsememek doğru olur. Bunun nedenleri bir uzman doktor tarafından gün ışığına çıkarılmalıdır. Bütün yaratıkların içinde, yalnızca insanın sahip olduğu çok duyarlı ruh hiç kuşkusuz ki, insana kusursuz bir armağandır. Fakat gerektiğinde bunu değiştirmek için çaba göstermelidir.

Erken boşalmanın çeşitli nedenleri vardır. Gençlik çağında yapılan kendi kendini tatminden duyulan suçluluk duygusu, boşalma anına kadar süren aşırı okşamalar, cinsel birleşim açısından kendine güvenmede yetersizlik, anormal kadınlara karşı duyulan yakınlık, evliliğe karşı düşmanlık duygularının beslenmesi, cinsel istekler ile gebelik korkusu ya da dini yasaklar bu nedenler arasındadır.

Erkek kendi veya eşinin cinsel isteklerini yerine getirmek istemesine karşın, içinde ters yönde hareket eden bir duygu uyanır. Erken boşalma, kadının cinsel bakımdan soğuk olmasını doğurabileceği gibi, bunun tersi de olur. Erken boşalma, cinslerin birbirlerini iyi tanımaları ve birbirlerine güven duymalarıyla önlenebilir. Fakat tek tedavi yöntemi bunun nedenini saptamak ve onu ortadan kaldırmakla olur.

İleri Yaşlarda Cinsel Güç

Orta yaşlardaki erkeklerde, adet kanaması kesilen kadınlardaki gibi cinsel alandaki değişiklik fazla belirli değildir. Normal olarak husye canlılığının azalmasıyla sperm yapımında da azalma görülür. Bu elli yaşları içinde olur.

Fakat bu, cinsel isteklerin eksileceği anlamına gelmez. Tersine, cinsel istekler daha da kuvvetlenebilir ve altmış, hatta yetmiş yaşlarına kadar sürebilir. İkinci bölümde belirtildiği gibi, cinsel istekler ruhsal ve bedensel uyarılmalarla ortaya' çıkar ve sertleşmeyi olanaklı kılar. Sperm yapımındaki azalmaya karşın, boşalma olabilir, çünkü meni sıvısının dörtte üçü prostat bezi tarafından salgılanmaktadır.

Daha önce de belirtildiği gibi iktidar, ne vücut gücüne bağlıdır, ne de yaşın ilerlemesi oranında azalır. Fakat erkeğin yaşlanması, kırk yaşlarında kolayca ruhsal iktidarsızlığa götürebilir. Bu, sayısız örnekle kanıtlanabilir.
Biz burada birkaç örneğe göz atalım: Asıl etken yaşlanmanın bilincine varmaktır. Erkek kırk yaşına gelmiş, yaşamının yarısını geride bırakmıştır.

Birden sağlığı ile daha yakından ilgilenmeye başlar. Kendisine kalan yetenekleri en iyi şekilde değerlendirmeye çalışır. Bunun sonucunda da cinsel birleşimi izleyen bitkinliğe karşı alınganlasın Şimdi pozisyonları daha dikkatli seçmelidir. Fakat bilgisizliği veya inatçılığı nedeniyle yönetici rolü sürdürmekte ısrar eder. Amacına olanaklı olduğu kadar az çaba göstererek ulaşmak ister.

Fakat hayret edilecek kadar çabuk yorulur. Çünkü boşalmaya gayret ettiği için sinirleri gerilmiştir. Bu durumu gidermek için kendi kendini kontrol etmeye çalışır. Fakat bunda ne kadar çaba gösterirse, boşalma da o kadar gecikir. Erkek kendi kendine olan güvenini yitirir ve sonunda cinsel yaşamdan elini eteğini çeker.

Boşalmanın sadece bölgesel uyarılmaya değil, ruhsal heyecanlanmalara da bağlı olduğunu anımsayalım. Cinsel heyecan gecikirse, boşalma da gecikir ve iktidarsızlığı doğurur. Orta yaşlarda aşırı uyarılmalardan kesinlikle kaçınılmalıdır.

Erkek kırkına geldiği zaman, yorgunluğunun yalnızca cinsel devinim sonucu olmadığını düşünmelidir. Sadece cinsel duyguları doğal yoldan uyandığı zaman, cinsel ilişkide bulunmalıdır. Kendi kendisini zorlamak ve cinsel duygularının uyanması için beynini uyarmakla akılsızlık etmiş olur. Fakat duygular doğal yoldan uyandığı zaman erkek yaşını unutmalı ve tıpkı gençliğinde olduğu gibi zevkin tadını tam anlamıyla çıkarmalıdır. Bu, değişimi durduracak ve erkeği ruhsal ve bedensel bakımlardan doyuma ulaştıracaktır. Cinsel yaşam orta yaşlarda dizginlenmemelidir.

Bununla birlikte, orta yaşlardaki erkekler, kendi sınırlarını bilmelidir. Kırk yaşlarında cinsel ilişkiyi dört günde bir, elli yaşlarında ise haftada bir kezden fazla yapmak pek doğru değildir. Bunlar birtakım sınırlardır. Fakat, mutlak bu sınırlara uymak gerekmez. Özellikle bunlara sıkı sıkıya uymak, bazen büyük bir hata bile olabilir.

Başka bir sorun da eşlerin farklı yaşlarıdır. İki, üç yaş fark pek bir şey değildir. Fakat aradaki fark beş veya on yaş ise, bu durumda erkek kırkına veya ellisine gelmiştir, oysaki kadın ancak otuzunda veya tam kadınlığının en verimli yaşındadır. Gururu yüzünden veya kendisini buna görevli saydığı için erkek, eşini tatmin etmeye çalışır. Kadın, doymak bilmeyen isteklere sahip olabilir ve erkek gitgide azalan gücünden dolayı umutsuzluğa kapılır.

Benim önerim şudur: Bu durum, acı bir gerçek şeklinde ortaya çıkmadan önce, eşler eskiden uyguladıkları pozisyonları bırakıp kadının yukarda olduğu veya yan pozisyonları yeğ tutmalıdır. Bu pozisyonlar, kadını yönetici role geçirir ve onu orgazma ya da benzeri şekilde doyuma ulaştırmaya götürür.

Ancak bu şekilde, gerek erkek, gerekse kadın mutluluklarını ayakta tutabilir. Birleşimden önceki okşamalar bu yaşlarda gitgide daha çok değer kazanır. Okşamalar yalnızca biraz sonraki kısa birleşim sırasında kadının orgazma ulaşmasını kolaylaştırmakla kalmayacak, birleşme olmasa bile kadının tatmin olmasını sağlayacak, hiç değilse onun gerilimini giderecektir. Erkek, evliliğin ilk yıllarında kuvvetli, ihtiraslı okşamalara -dış cinsel organları ağız yoluyla uyarmak ve vaginanın parmakla uyarılması- eşini alıştırdığında büyük hata işlemiş olur. Bu kozu, sıkıda kaldığı zaman kullanmak üzere saklamalıdır.

Erkekte Aşağılık Kompleksi

Hemen hemen her erkek, penisinin diğer erkeklerden daha büyük olmasını ister. Düşünülemeyecek kadar çok sayıda erkek penislerinin boyu ve kalınlığından hoşnut değildir. Bunun sonucu olarak da erkeklerin büyük bir kısmı bu alanda bir aşağılık kompleksi ile karşı karşıyadır. Bu konuda üç grup anılabilir:

1. Penis gerçekten normalden daha küçüktür.
2. İstatistiklerle ortaya konan penisin ortalama boyu fazla abartılır.
3. Penis normaldir, fakat erkek vasat olmayı istemediği için, penisinin boyundan hoşnut değildir.

1. Gruptaki erkek, durumundan yıkanmakta haklı olabilir. Fakat umutsuzluğa kapılması gerekmez. Küçük ağızlı bir kadın seçtiğinde, bu kadının vaginasının da ağzı gibi küçük olacağından, hemen hemen emin bulunmalıdır. 4. bölümde belirtilen pozisyonları uygulamakta daha dikkatli olmalıdır.

2. ve 3. grup, erkekler arasında daha çok görülür. Burada birkaç tipik örnek vermek istiyorum. Bir erkek bana derdini şöyle açtı: "Penisim diğer erkeklerinki kadar uzun. Fakat bir şey normal değil. Sertleştiği zaman sadece 12 santim oluyor." Ona bunun yeterli olduğunu söyledim. Fakat son derece ciddi, şöyle yanıt verdi: "Normal boy 14 ile 16 santim değil mi?" Daha sonra, Van De Velde'nin tanınmış kitabı "Mükemmel evlilik"de böyle okumuş olduğunu öğrendim. Okuduğunu körü körüne kabullenmişti.

Yine kafası çalışmayan bir adam, penisinin normalden iki santim daha kısa olduğundan yakınıyordu. Yanlışlıkla gene yukarda adı geçen kitapta belirtilen üst uzunluğu alt uzunluk olarak anlamıştı.

Uyarılmış durumda penis en çok siyah ırkta büyüktür. Bunu beyaz ırk ve nihayet sarı ırk izler. Çeşitli ırkları kıyaslayarak aşağılık kompleksine kapılmak anlamsızdır. Zira her ırkın vaginası da penisin boyuna göredir.

Uyarılmış penis, kendisini kabul eden vaginaya girebilecek kadar büyükse, ortada bir problem yok demektir.

Erkek, kendi ırkından kadınla cinsel ilişkide bulunabildiği sürece durumundan hoşnut olmalıdır. Asıl sorun, penisin boyu değil, cinsel birleşim konusunda bilgisizliktir.

Şaşılacak kadar çok sayıda erkeğin penisleri vasat boydadır. Fakat bunlar, cinsel yaşam üzerine hiç bir şey bilmedikleri ve sorunu penislerinin küçüklüğünde buldukları için, doyuma ulaşamaz. Erkek, sahip olduğu organa daha fazla güvenmelidir. Güvenin azlığı iktidarsızlığa götürür.

Penis Kırıkları

Sertleşmiş penisin katılaşıp dikleşmesini sağlayan üç süngerimsi cisimden biri ya da tümü, bir ya da bir kaç yerinden her hangi bir dış etki ile parçalanabilir. (Penisin gerçekten kırılması -bazı hayvanların aksine penis kemiği olmadığı; için söz konusu olamaz) «Penis kırıkları» tıp alanında çok ender görünen olaylar arasındadır. Penis kırıklarının nedeni çoğunlukla fazla yaygın olmayan cinsel duruşların uygulanmasıdır. Bu olayların ayakta ve oturarak yapılan cinsel birleşimler sırasında ortaya çıktığı görülmüştür.

Penis dokusunun yırtılmasıyla büyük kanamalar meydana gelir. Eğer idrar borusu da zedelenmişse akan idrar penis dokusunu harabeder. Böyle bir penis kırığında yapılacak ilk tedavi parçalanan dokunun bir ameliyatla dikilmesidir. Penis kırıklarının çoğunlukla hiç bir yan etkisi yoktur. Bunun başlıca nedenlerinden biri cinsel organlarda açılan yaraların gayet çabuk iyi olabilmesidir.

Dönemsel Cinsel Perhiz Yöntemleri

İlkeler

Doktor Rozenbaum’un yazdığı gibi, «raslantısal bir olasılıklar hesabına dayanan bu yöntemler, gelecek üstüne girişilen ve çoğunlukla yitirilen birer bahistir.» Bununla birlikte, bir ay süresince kadının gebe kalabileceği ancak birkaç gün olduğundan, sözkonusu perhiz yöntemlerinin gene de doğru bir dayanağı vardır. Gerçekten, her ay ancak 1 yumurta hazırlanır ve 2 yumurtanın hazırlandığı çok ender durumlarda da, genellikle her iki yumurta birlikte oluşur. Üstelik, yumurta, ancak çıkmasından sonraki 15-20 saat içinde döllenebilir. Ayrıca, kadının dölyatağı borularına doğru çıkan spermatozoyitler, dölleyici güçlerini ancak 3-4 gün kadar koruyabilirler (bu sayı bütünüyle kuramsaldır; çünkü spermatozoyitlerin yaşam süresi daha uzun olabilir ve bazen 7-8 günü bulabilir).

O halde yapılacak iş, her ay âdetin ilk gününden başlanarak çevrimin günlerini sayma yoluyla yumurtlama tarihini belirleyebilmektir. Bu belirleme son derece önemlidir.

Yöntemler

Çok iyi bilinen ve yumurtlamanın oluştuğu günün belirlenmesinde kullanılan 2 yöntem vardır.

Ogino yöntemi

Bir Japon cerrahı olan Ogino, 1924 yılında, yumurtlamanın âdet kanamalarından önceki 12. ve 16. günler arasında olduğunu ortaya koydu. Bu, çağın çok önemli bir buluşudur; çünkü o zamana kadar, yumurtlamanın zaman açısından düzensizlik gösteren bir olay olduğu kabul edilmekteydi. Ogino, önce kadının son 12 aylık âdet çevrimlerinin uzunluğunu inceleyip, en kısa çevrimin gün sayısından 18′i çıkararak döllenebilirliğin ilk gününü, sonra da en uzun çevrimin gün sayısından ll’i çıkararak döllenebilirliğin son gününü buldu. O halde, bir önceki yıl içindeki âdet çevrimlerinin süresi 27-32 gün arasında değişen bir kadında, döllenebilirliğin 1. günü 27 eksi 18′e, yani çevrimin 9. gününe, döllenebilirliğin son günü de 32 eksik, yani çevrimin 21. gününe uyar. Demek ki, kuramsal olarak bu kadın, çevrimin 9. gününe kadar, daha sonra da 21. günden başlayarak normal ilişkilerde bulunabilir.

Knaus yöntemi

Bu yöntem de, öncekiyle aynı ilkeye dayanır, ama biraz daha geniştir. Son âdet çevrimi 27-32 gün arasında değişen bir kadın için, döllenebilirlik dönemi, bu yönteme göre çevrimin 10. ve 19. günleri arasında yeralır.

Viyana’lı bir kadın hastalıkları uzmanı olan Knaus, tehlikeli dönem süresince kadının hiç ilişkide bulunmamasının gerekliliği üstünde durmuştur; çünkü, yöntemine güvenmekle birlikte, ilişkide erkeğin geri çekilmesinin etkililiğine hiç inanmıyordu.

Bu yöntemlerin eleştirisi

Günümüzde, âdet çevrimi süresince, kısır gün bulunmadığını kadınların çoğu bilmektedir. 28 günlük bir çevrimde gebe kalmaya en uygun dönem 8. günden yaklaşık 19. güne kadar sürdüğünden, kuşkusuz, en verimli günler hesaplanabilir. Ama, çevrimin her anında, hattâ âdetler sırasında yumurtlama ve döllenme olasılığı bulunduğundan, kısır günleri belirlemek olanaksızdır. Düzensiz bir âdet çevrimi, tatile çıkma ya da günlük yaşama koşullarında herhangi bir değişiklik, ruhsal ya da bedensel rahatsızlıklar, yumurtlama tarihinin öne ya da geriye kaymasına neden olabilir ve döllenme, öngörülen zamanın bütünüyle dışında gerçekleşir. Kısır günlerin varlığına güvenen kadınlar,. mutlaka günün birinde gebe kalacaklardır.. Profesör Tietze, 8. ve 19. günler dahil bu tehlikeli dönemde her tür cinsel ilişkiden kaçınacak bir kadının, doğurganlık çağı boyunca 5 kez gebe kalabileceğini hesaplamıştır. Önceden planlanmamış bir gebelikten fazla rahatsız olmayacak bir çift, verimli günlere göre ilişkilerini rahatça ayarlayabilirler; ama çocuğu olmaması gereken bir kadın, hiç bir zaman bu yönteme başvurmamalıdır.

 
cinsel bilgiler sağlık bilgileri seks dersleri. Citrus Pink Blogger Theme Design By LawnyDesignz Powered by Blogger