Meme Kanseri Nedir? Nedenleri, Teşhis ve Tedavisi

6 Ekim 2009 Salı

Vücuttaki her organ değişik hücrelerden meydana gelmiştir. Bu hücreler ihtiyaç olduğunda, belli bir düzen içinde bölünür ve çoğalırlar. Bu olay vucudu sağlıklı tutar. Hücrelerin kontrolsüz olarak bölünmesi ve ihtiyacın ötesinde çoğalması sonucu kitle oluşur. Bu kitle tümördür. Tümörler selim yada habis olabilirler. Selim tümörler iyi huyludurlar, habis tümörler ise kanserlerdir. Bir tümörün selim yada habis olduğu patolojik tetkiki sonucu anlaşılır.

Selim tümörler kanser değildir. Cerrahi olarak alınabilirler ve tekrar ortaya çıkmazlar. En önemlisi selim tümör hücreleri diğer dokuları istila etmez ve vücudun başka yerlerine doğru yayılmazlar. Selim tümörler yaşamı tehdit etmezler.

Malign tümörler kanserdirler. Kanser hücreleri de kontrol dışı büyür ve bölünürler. Ancak selim tümörlerden çok daha hızlı çoğalıp büyürler. Yakındaki doku ve organları da istila edip harap ederler. Ayrıca, kanser hücreleri malign tümörden kopup kan dolaşımına veya lenfatik dolaşıma dökülebilir. Meme kanserinde, vücudun başka yerlerinde tümör hücreleri bu şekilde gelişir. Kanser hücrelerinin uzak dokulara yayılmasına metastaz denir. Karaciğer, kemikler, beyin dokusu meme kanserinin en sık metastaz yaptığı yerlerdir.

MEME ANATOMİSİ

Her memede 6-9 adet lob denilen bölüm vardır. Her bir lob daha küçük birimler olan lobüllere ayrılmıştır. Lobüllerin ucunda da süt üreten küçük kesecikler bulunur. Biçim olarak her bir lob bir üzüm salkımına benzetilebilir. Lob, lobül ve süt kesecikleri ince süt kanalları ile birbirine bağlanmaktadır. Bu kanallar meme başına doğru birleşerek gelirler ve memenin tam ortasında areola denilen koyu renkli bölgede meme başına açılırlar. Lobüller ve kanallar arası boşluğu yağ dokusu doldurmaktadır. Meme dokusu içinde adale yoktur fakat memenin hemen altında, kaburgaların üstünde adale dokusu bulunur.

Her meme kan damarları ve içinde renksiz, lenf sıvısı taşıyan lenfatik damarlar içerir. Lenf damarları, lenf bezi denilen ve fasulye şeklinde küçük oluşumlarda sonlanırlar. Vücudun pek çok yerinde lenf bezleri vardır. Koltuk altındaki lenf bezlerine meme dokusundan gelen lenf sıvısı dökülür. Memenin kanserlerinde ve enfeksiyonlarında koltukaltı lenf bezleri şişer. Enfeksiyonlarda bu bezler ağrılıdır. Kanserde ise bu bezler şişmiştir ancak ağrı yapmazlar.

MEME KANSERİNİN NEDENLERİ NELERDİR?

Meme kanserinin ve diğer kanserlerin oluş nedeni henüz bilinmiyor. Ancak bazı risk faktörlerinden söz edilebilir. Bunların bir kısmı hasta tarafından kontrol edilemez veya değiştirilemez. Ancak ikinci bir grup var ki, bu riskler azaltılabilir.

Kontrol Edilemeyen Risk Faktörleri

Yaş: Yaş ilerledikçe meme kanseri riski artmaktadır. Hastaların çoğunluğu 50 yaş üzerindedir. Ancak böyle bir kural olmadığı gibi, çok genç yaşlarda da (yirmili yaşlarda) görülebilmektedir.

Diğer Memede de Kanser Varsa: Bir memesinde kanser gelişen kişinin öbür memesinde de kanser çıkma riski diğer kadınlardan yüksektir.

Aile Öyküsü:Yakın akrabalarda (anne, teyzeler ve kardeşler) kanser öyküsü (gelişimi) olduğunda risk yüksektir. Meme kanserlerinin % 5-10 kadarının genetik olduğu ispat edilmiştir. Hatta bazı ailelerde daha sık görüldüğü, belli genlerde bozukluğun (BRCA1 ve BRCA2 genleri) buna neden olduğu bilinmektedir. Eğer bir kişide bu mutasyona uğramış genler varsa, 70 yaşına kadar meme kanserine yakalanma riski % 55′dir. Aile fertlerinde çok meme kanseri görüldüğünde genetik taramalar uygun olabilir. Ancak henüz klinik uygulamaları standart hale gelmemiştir.

Selim Meme Hastalıkları: Bazı selim meme hastalıkları kanser riskini arttırır. Tüm selim hastalıklarda bu risk yoktur ancak tüm selim hastalıklar düzenli olarak takip edilmelidir.

Erken Menarş ve Geç Menapoz: İlk adet yaşı 12′den küçük, menapoz yaşı 50′den büyükse, hiç doğum yapmamış kadınlar ve 30 yaşın üstünde doğum yapılmışsa meme kanseri riski daha yüksektir.

Menapoz Sonrası Hormon Tedavisi: Bazı çalışmalarda, menapoz sonrası 10 yıldan fazla hormon tedavisi gören kişilerde meme kanseri riskinin arttığı iddia edilmektedir. Hormon tedavisi kalp hastalıkları riskini azaltır.

Kontrol Edilebilir Risk Faktörleri

Alkol Kullanımı: Aşırı alkol kullanımı meme kanseri riskini arttırmaktadır.

Beslenme Biçimi ve Şişmanlık: Aşırı kilolu olmak ile meme kanseri arasında bir ilişki olduğı iddia edilmektedir. Benzer şekilde, doymamış yağ asitlerinden zengin gıdalar (özellikle hayvansal yağlar) riski arttırırken, balıketi azaltmaktadır.

Sigara: Sigara ile meme kanseri arasındaki ilişki tam olarak gösterilememiştir; ancak sigaranın diğer organ kanserlerinin birçoğunda rol oynadığı bilinmektedir. Sigara ile kalp hastalıkları arasındaki ilişki de yıllardır bilinmektedir. Dolayısıyla sigara içenlerin en azından genel sağlık koşulları açısından, sigarayı bırakması yerinde olacaktır.

Doğum Kontrol Hapları: Doğum kontrolü hapı kullananlarda risk hafifçe artmaktadır.

Meme Kanseri Tipleri

Meme kanseri denince tek bir hastalık anlaşılmamalıdır. Birkaç çeşit meme kanseri vardır. En sık görüleni süt kanallarından çıkar ve duktal kanser denir. Diğer bir tip ise süt üreten keseciklerden gelişir ve lobüler kanserdir. Diğer meme kanseri tipleri çok nadir görülür.

Kanser hücreleri meme dokusu dışına çıktıysa, öncelikle koltuk altı lenf ganglionlarını tutar. Bu bölgeye ulaşmışsa, bunun anlamı, kanser hücreleri vücudun diğer bölgelerine de örneğin kemiklere, akciğere veya karaciğere ulaşmış olabilirler. Başka organlara yayılmış olan kanser de çıktığı organın adıyla anılır. Meme kanseri, başka bir organa bulaşmışsa, örneğin karaciğeri tutmuşsa, buna meta statik meme kanseri denir.

MEME KANSERİ BULGULARI

Erken dönem meme kanseri, ağrı yapmaz. Aslında erken meme kanseri hiçbir semptom vermez. Fakat kanser gelişmeye devam ettikçe aşağıdaki bulgular ortaya çıkar.

  • Memede ele kitle gelmesi
  • Memede veya koltukaltında, şişlik veya kalınlaşma
  • Memenin şeklinde veya büyüklüğünde değişiklik olması
  • Meme başı akıntısı olması
  • Memenin veya meme başının renginde yada normal dokusunda bir değişiklik (meme başının içeri çekilmesi, simetrisinin bozulması, cilt değişiklikleri gibi)

Yukarıdaki değişiklikleri fark ettiğinizde, hemen doktorunuza başvurmalısınız. Bunun nedeni genellikle kanser olmayabilir ama bunu ancak bir doktor söyleyebilir.

MEME KANSERİ TANISI

Hekime kitle ile gittiyseniz o kitlenin kanser olup olmadığının kesin ortaya konması gerekir. İlk tanı için hekiminiz siz ve aileniz hakkında sorular soracak ve ardından dikkatli bir muayene yapacaktır. Muayeneyi takiben ilk planda mamografi ve ultrasonografi isteyebilir. Ele gelen kitlelerde görüntüleme yöntemlerinden (mamografi-ultrasonografi) hemen sonra iğne biyopsisi yapmak gerekir. İğne biyopsisi kesin ayrımı yapmazsa, kitlenin cerrahi olarak çıkartılıp, bütününün mikroskop altında incelenmesi gerekebilir.

Eğer ele gelen kitle yok ancak çekilen kontrol mamografisinde şüpheli alan varsa bu bölgenin steretaksik yöntemle işaretlenip, yine cerrahi müdahale ile çıkarılması gerekir. Buraya kadar olan kısım tanı amaçlı manipülasyonlardır. Bu gayretler sonucu kanser çıkmaz ise, hasta takibe alınır ve her yıl düzenli olarak takipleri yapılır.

Eğer kanser olduğu ortaya çıkarsa, ona göre tedavisi yapılır.

Meme Kanseri Tanısı Konursa

Kanser tanısı patolojik olarak konduğunda, duktal veya lobüler olduğu (duktuslardan mı yoksa lobüllerden mi kaynaklandığı), invazif olup olmadığı, yani çevre dokulara yayılma eğilimi gösterip göstermediği raporda belirtilir.

Tümörün büyüme hızı, yayılma kapasitesi, ilaçlara ne oranda hassas olduğuna dair dolaylı bazı ipuçları da patoloji tetkiki sonucu ortaya çıkar. Hormon reseptör tayini tümörün hormonlara duyarlı olup olmadığı, yani ameliyattan sonra hormon tedavisi yapılırsa cevap verip vermeyeceğini gösterir. Hormon reseptörü pozitif ise, bu demektir ki; hormonlar kanser hücresinin büyümesine neden olmaktadırlar ve hormon miktarını azaltarak kanserle mücadele edilebilir.

MEME KANSERİNİN TEDAVİSİ

Tedavinin Planlanması

Tedavinin planlanması sırasında, hasta ikinci bir hekimin veya merkezin fikrini almak isteyebilir. Yurtdışında bazı sigorta şirketleri bunu zorunlu kılarken, kimisi ise hastanın talebi durumunda ikinci bir hekim konsültasyonunu kabul edebileceğini poliçesinde belirtmiştir. İkinci bir hekimin randevüsü görmesi-değerlendirmesi ve planlaması bir veya iki hafta alabilir. Çalışmalar göstermiştir ki, biyopsi ile tedavinin başlangıcı arasında geçecek birkaç haftalık bir süre, meme kanserinde yapılacak tedaviyi daha az etkili kılmaz. Yani bu kadar bir gecikme sorun değildir.

Ameliyat öncesi planlar yapılırken ne tür bir ameliyat yapılacağı konuşulurken aynı zamanda ve mutlaka ameliyattan sonra kemoterapinin nerede ve kim tarafından yapılacağı, radyoterapinin nerede verileceği mutlaka konuşulmalı ve önceden belirlenmelidir. Hatta en iyisi, ameliyat sonrası tedaviyi ve takibi üstlenecek olan onkolog ile ameliyat öncesi tanışmaktır. Ameliyatı yapacak cerrah ile onkolog bu planlama sırasında işbirliği yaparsa, yaklaşık 3-4 ay sürecek bu tedavi süreci daha sorunsuz geçer.

Tedavi Yöntemleri

Meme kanseri tedavileri lokal ve sistemik olarak iki büyük guruba ayrılır. Lokal tedavi, bir bölgedeki tümör hücrelerini ortadan kaldırmak, tahrip etmektir. Cerrahi ve radyoterapi lokal tedavidir. Vücudun her yerindeki tümör hücrelerini tahrip etmek ve yok etmek için sistemik tedavi yapılır. Kemoterapi ve hormonoterapi sistemik tedavilerdir. Genel olarak bu yöntemler kombine edilerek aynı anda veya ardışık biçimde uygulanır.

Cerrahi

Meme kanserinde en sık uygulanan tedavidir. Değişik cerrahi yöntemler vardır. Tüm memeyi almak mastektomi şeklinde tanımlanırken, sadece tümörlü kısmın çıkarılması, meme koruyucu ameliyatlardır. Lumpektomi ve segmental mastektomi, meme koruyucu ameliyat şekilleridir. Meme koruyucu girişimlerden sonra geriye kalan meme dokusuna mutlaka radyoterapi yapmak gerekir. Tüm dünyada meme koruyucu ameliyatlara doğru bir eğilim vardır. Hemen hemen tüm olgularda koltuk altı dokuları da çıkarılarak, tümör hücrelerinin lenfatik yayılım yapıp yapmadığına bakılır.

NOT: KOLTUK ALTINDA YAPILAN AMELİYAT TEDAVİNİN BİR PARÇASI DEĞİLDİR ANCAK DAHA SONRA TEDAVİNİN PLANLANMASINDA YOL GÖSTERECEK ÇOK ÖNEMLİ BİLGİLER VERİR.

Kemoterapi

Kanser hücrelerini öldürmek için ilaç kullanılmasıdır. Meme kanserinde genellikle ilaçların kombinasyonu şeklinde kullanılır. İlaçlar ağızdan veya enjeksiyon şeklinde verilebilir. Her iki biçimde de kemoterapi sistemik tedavidir çünkü, ilaçlar kan dolaşımına girerek tüm vücuda yayılırlar. Kemoterapi dönemler halinde uygulanır. Genel olarak muayenehanede, evde veya hastanede ayakta uygulanır.

Ancak belirli durumlarda, hastanın hastanede kalması gerektiğinde, yatarak uygulanır. Kemoterapi ilaçlarının bazılarının yan etkileri vardır. Kullanılan ilaca, doza ve hastanın durumuna göre ortaya çıkan bu yan etkiler, ilacın kesilmesiyle hızla düzelir.

Radyoterapi

Kanser hücrelerini tahrip etmek veya büyümelerine mani olmak için, yüksek enerjili x ışınları kullanılır. Işınlar vücut dışından radyoaktif maddeden bir cihaz yardımıyla memeye yönlendirilir. Meme koruyucu ameliyatlardan sonra mutlaka yapılır. Önce kemoterapi, sonra radyoterapi yapılır.

Hormon Tedavisi

Kanser hücreleri büyümek için bazı hormonlara ihtiyaç duyabilirler ve bu hormonlar kanserli hücrelerden uzak tutulabilir. Vücuttaki hormonların yapısını veya işleyişini bozan ilaçlar yardımıyla veya cerrahi olarak yumurtalıkların çıkarılması şeklinde uygulanabilir. Kemoterapi gibi, hormonoterapi de sistemik bir tedavidir ve tüm vücuttaki hücreleri etkiler.

Tedavi Seçimi

Her hastanın tedavisi farklı olarak planlanır. Yaş, menopoz durumu, genel sağlık durumu, tümörün lokalizasyonu, memenin büyüklüğü hastaya bağlı faktörlerdir. Tümöre ait bazı özellikler, örneğin; tümörün hızı, agresivitesi, hücre çoğalması için hormona ihtiyaç duyup duymadığı, lenf bezlerine ulaşıp ulaşmadığı gibi parametreler de önemlidir. Hepsinden önemlisi hastalığın hangi evrede olduğudur. Hastalığın evresini belirleyen şeyler ise, tümörün büyüklüğü ve çevreye yayılım gösterip göstermediğidir. Tedavi bu parametreler ışığı altında hasta, cerrah ve onkolog işbirliği içinde planlanır.

MEMENİZİ YİTİRMEK İSTEMİYORSANIZ ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ.

EN İYİ TEDAVİ ERKEN TEŞHİSTİR.

ERKEN TEŞHİS EDİLEN MEME KANSERLERİ BÜYÜK BİR ORANDA İYİLEŞMEKTEDİR.

Kaynak: Opr. Dr. Hamdi Koçer

Comments

No response to “Meme Kanseri Nedir? Nedenleri, Teşhis ve Tedavisi”
Post a Comment | Kayıt Yorumları (Atom)

Yorum Gönder

 
cinsel bilgiler sağlık bilgileri seks dersleri. Citrus Pink Blogger Theme Design By LawnyDesignz Powered by Blogger